Şimdi size izlediğim güzel olduğu kadar da
eğlenceli bir diziden bahsedeceğim;
Bir varmış bir yokmuş. Yeol adında harika bir
adada bir kraliçe yaşarmış.
Bu Kraliçenin Üç tane kızı varmış.
Bu kızlardan en küçüğü Salyangoz prensesmiş.
Ancak Salyangoz prenses’imiz kendisinin
prenses olduğundan habersizmiş.
Hayatını bir avukat şirketinde post-it kız
olarak geçiriyormuş.
Şirketteki herkesin gözünde o Poliyanna’dan da
daha Poliyannacı bir kızmış.
Ve kim ne isterse istesin anında yerine getiriyormuş…
Salyongoz prensesimiz Mi Young zamanını böyle
post-it kız olarak geçirirken
Bir gün ilk defa şans onun yüzüne gülmüş ve
Macau’ya iki kişilik bir tatil kazanmış.
Ama post-it kızımız yanında tatile gidecek
kimseyi bulamamış…
Zaten koskoca şirkette sadece bir arkadaşı
varmış.
Ve birde ona diğer erkeklerden daha kibar
davranan Avukat Min…
Prensesimiz tüm cesaretini toplayıp Avukat Min’i
tatile gelmesi için teklif etmiş.
Avukat Min’de bu teklifi kabul edince beraber
Macau’ya uçmuşlar…
Yeol Adasında Salyangoz prenses ve ailesi
hüküm sürerken
Seul’da işler biraz daha farklıymış.
Seul’da bir krallık yerine birçok haneden
bulunuyormuş…
Bu hanedanlardan biri de Jeon Ju hanedanlığı
imiş.
Bu Hanedanlık 21 kuşaktır devam etmektedir ama
9.Jenarosyona geldiklerinde
Prens Lee Gun haricinde hiçbir varis kalmamış…
Bu prens o kadar garip gülüyormuş ki adı Prens
Kahkaha’ya çıkmış.
Bu hanedanlığın erkekleri hep genç yaşta
ölüyormuş.
Bir gün yaşlılar heyeti toplanmış
Ve Prens Gun’un evlenip çocuk yapmasını
istemişler…
Prens Gun’da tahtından olmamak için mecbur
evlenmelidir.
Se Ra adında zarif mi zarif kibar mı kibar bir
kızı seviyormuş…
Ve evlenmek için onu Macau’ya davet etmiş.
Prenses Salyangoz ve Prens Kahkaha’nın kaderi
garip bir şekilde
Macau adasında birleşmiş…
Ve bir kaza sonucu birlikte olmuşlar.
Bunun üzerine Prenses Salyangoz, Prens Kahkaha’dan
hamile kalmıştır.
Prens Kahkaha ve Prenses Salyangozun hikâyesi
aslında şimdi başlıyordur…
Bu ikilinin hikâyesini merak ediyorsanız buyurun
diziyi izlemeye ^_^
Şimdi sıra geldi dizi hakkında ki yorumlarıma…
Çok beğendiğim bir diziydi ama gereksizce
uzatılmış gibime geldi
16 bölümlük bir dizi olsaydı daha güzel olurdu
sanki ^_^
İlk 10 bölümünü bir günde izledim diğer 10
bölümü ise 1 haftada anca bitirdim…
12-18 bölüm arası biraz sıkıcıydı ama yine
normal bir Kore dizisine göre
İzlenmesi gereken eğlenceli bir diziydi.
Bu diziyi bu kadar çok beğenmemin altında
başroldeki erkek oyuncu yatmaktadır.
Man From The Stars dizisinde Song Yi benim
için ne ise burada da Lee Gun o,
Böylesine yaratıcı karakterler ve mükemmel
oyunculuklar
Gerçekten izlenmeye değer…
Lee Gun çok küstah bir karakter ve nedense
Secret Garden’da ki Hyun Bin’i anımsattı bana…
Âşık ama kabullenemiyor…
Kahkahasına başlarda gıcık olsam da sonradan
çok sevecen buldum.
Kız karaktere gelince biraz poliyannacılığı
abartmış senarist
Benim bile buradan bir post-it yazıp eline
tutuşturasım geldi…
Ama koca gözlükleri ile çok tatlı bir
kızımızdı…
Gözlüğü adeta tarzı ile bütünleşmişti.
Aaa dikkat etimde Komşu Oppa’dan hiç
bahsetmemişim.
Namı değer Daniel Pitt…
Onun oyunculuğunu da beğendim ikinci erkek
olmasına rağmen
Ne ondan nefret edeceğim kadar kötülük yaptı,
Ne de üzüleceğim kadar ezildi…
İşte böyle ikinci karakterleri severim.
Son olarak dizinin OST’leri gerçekten iyiydi
İzlemek isteyenler buyurun izlemeye ^_^
Hoşçakalın..
Bir kaç gif ve resimde ekliyeyim gitmeden :D
Dizinin başlangıcında ki mükemmel şampuan reklamı kkk :D
İlk Karşılaşma ^_^
Ulusal koşucu Salyangoz ^_^
Bu sahnede ne yaptıklarını tahmin bile edemezsiniz kkk :D
Ve çok sevdiğim iki karakterle yazımı bitireyim; Sekreter Tak ve Metresin oğlu Yong